Kişinin duyguları, aşka giden yolu göstermede yardımcı olabilir – ya da iğnesi yalnızca bir yönü gösteren bozuk bir pusula kadar güvenilmez olabilir. Çünkü birçok şey duygularımızı etkiliyor. Bazen mantık üzerine kuruludurlar. Bazen korkudan etkilenirler. Bazen sebebini tam olarak belirleyemiyoruz, ancak bir şey veya biri hakkında dırdırcı bir duygumuz var.
Flört kararlarınızda, bu içgüdüsel duygulara ne kadar güvenmelisiniz? Her insan ve her durum için kesin bir cevap yoktur. Ancak bu küçük iç dürtüyü nasıl çözeceğinizi bulmaya çalışırken, kendinize sormanız gereken bazı önemli sorular var:
1. İçgüdülerim mantığımla uyumlu mu? Sezginiz ve mantıklı düşünceniz size aynı şeyi söylüyorsa, muhtemelen endişelenecek bir şeyiniz yoktur. Bunun nedeni, tüm oklar aynı yönü gösterdiğinde, hangi yöne gideceğiniz oldukça açık. Ama aşk ve romantizm söz konusu olduğunda, işler genellikle bundan daha karmaşıktır. Üçüncü bir oku takip etme fikriyle boğuşuyor olabilirsiniz – yapmak istediğiniz şey bu, bağırsaklarınız ve beyniniz size bunun korkunç bir fikir olduğunu söylese bile. Durum buysa, sezginizin ve beyninizin size söylediklerini görmezden gelme dürtüsüne direnin.
2. İçimdeki hisler korku temelli mi? Eğer durum buysa, bu onların yanlış oldukları ve onları takip etmemeniz gerektiği anlamına gelmez. Ancak bu, onları bir tuz tanesi ile almanız gerektiği anlamına gelebilir. Biraz daha derine inin. Korkunuz gerçek bir tehlikeye mi dayanıyor, yoksa henüz açıp boşaltmadığınız eski bagajlardan mı kaynaklanıyor? Bazen içgüdüsel konuşmanız gibi görünen şeyler aslında eski incinmeler ve ses çıkaran yaralar olabilir. Eğer öyleyse, biraz şifa, terapi, dua veya kendinizle doğrudan konuşmanız yerinde olabilir.
3. Bağırsak hislerim zamanla tutarlı mı? Bazen duyguları ikinci plana atıyoruz. Sezgilerimiz bizimle konuşuyor, ancak acil bir tehlike veya hızlı bir karara ihtiyaç yok, bu nedenle gelecekteki olayların içgüdülerimizi onaylayıp onaylamadığını veya yeniden ayarlayıp ayarlamadığını görmek için her şeye zaman veriyoruz. Ama o dırdırcı küçük ses bir süredir sürekli olarak aynı uyarıyı veriyorsa, dikkate almak akıllıca olur.
4. İçimdeki hisler, beni iyi tanıyan ve fikirlerine saygı duyduğum yakın arkadaşlarım ve ailemle aynı şeyi mi söylüyor? Eğer öyleyse, reddetmeye çalıştığınız sezgiye güven katar. Sezgileriniz ve güvendiğiniz kişiler bir ağızdan konuşurken çok dikkat edin.
5. inkarda mıyım? Duygularımız kalıcı aşk olasılığına odaklandığında kör noktalar geliştirmek kolaydır. Yine de çoğumuz inatçı gerçeği derinlerde biliriz, ancak bunu kendimize ya da başkasına kabul etmeye isteksiz olabiliriz. Kendinize dürüstçe, sezginizle savaşıyor musunuz diye sorun, içinizde bir yerde bunun yerinde olduğunu bilseniz bile.
6. İçgüdülerimin ne tür bir sicili var? Hafızanızın sayfalarını çevirin ve sezginizin devreye girdiği zamanları düşünün. Duygularınızı çok çabuk takip edip daha sonra acele ettiğiniz için pişman oldunuz mu? Yoksa sezginizi görmezden gelip, onun yerine dinlemiş olmayı mı dilediniz? Geçmiş, bu sefer tam olarak ne yapmanız gerektiğini size söylemeyecek, ancak sezginizin tipik olarak güvenilir olup olmadığını gösterecektir.
Bazen koşullar başlangıçtaki içgüdüsel duygularımızı çürütebilir. Bazen sezgimizin baştan beri haklı olduğunu kendimize kabul etmek için zamana ihtiyacımız vardır. Ancak kendimize bunun gibi sorular sorarak, bağırsağımızın sadece gevezelik mi yoksa akıllıca öğütler mi verdiğini anlama sürecini hızlandırabiliriz.