Hikayeleriniz neyi açığa çıkarıyor? Düşündüğünüzden çok daha fazlası. Yakın tarihli bir NY Times makalesi, kişilik psikologları tarafından insanların hikayelerinin nasıl kişiliklerini yansıtan temalar ve unsurlar içerdiğine dair yapılan araştırmaya genel bir bakış sunuyor. Bu fikir yeni bir fikir değil. Herkes, bir mürekkep lekesi tutan ve “Burada ne görüyorsun?” diye soran arketipik psikoterapisti bilir. Projektif testlerin klinik psikolojide uzun bir geçmişi vardır ve terapistler danışanların ne tür hikayeler anlattığını, hikayede hangi unsurların bulunduğunu ve danışanın psikolojik sağlıklarına ve onları rahatsız eden şeylere dair ipuçları için hikayeyi nasıl çözdüğünü araştırır. Bir müşteri, sert ve zorba bir ebeveynin hatırasıyla hala mücadele ettiğini bilmeyebilir, ancak bu temaları ortaya çıkaran hikayeler anlatabilir.
Ve hikayeler sorunlarımızdan fazlasını ortaya çıkarır; güçlü yönlerimizi de ortaya çıkarabilirler. Birçok kişilik teorisi, hikayelerimizin, olduğumuz insan tipini yansıttığını öne sürer. Örneğin, dirençli bir insansak, zor zamanlardan geçme veya trajedinin veya zor koşulların üstesinden gelme hikayelerini anlatırız. Daha da ilgi çekici olan, hikayelerimizin gelecekte davranışlarımızı şekillendirebileceğidir. NY Times makalesinde alıntılanan bir araştırma, utandığı yerde hikayeler anlatmak zorunda kalanların, sonraki bir durumda sosyal olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Bu yüzden gelecekte yeni biriyle tanıştığınızda hikayelerini dikkatlice dinleyin. Kendinizi kötü veya stresli hissettiğinizde, olumlu bir sonuç içeren veya stres zamanlarında direncinizi vurgulayan kişisel bir hikaye anlatmayı düşünün. Kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.
Dan McAdams, kişilik üzerine anlatı teorileri konusunda önde gelen uzmanlardan biridir. Onun web sayfası bir göz atmaya değer. Ve bu konuyla çok ilgileniyorsanız, son kitabına göz atabilirsiniz (o da mükemmel bir yazardır).